Kız Gölü, Artvin ilinin Şavşat ilçesi sınırları içinde yer almaktadır. Gölün rakımı 2624 metredir.
Gölle ilgili bir efsane anlatılmaktadır.
Çoban Ali için sıradan bir gündür. Alır sürüsünü, Welat yaylasından çıkar göze dağına. Göl kenarında yaylar sürüsünü. Akşam olur ve yaylaya döner. Döner ancak bir koyun eksiktir. Alaca karanlıkta ayrılır yayladan bir bir dolaşır sürüsünü yayladığı yerleri. Göl kenarına gelince birde ne görsün bir kayanın üzerinde balık kız saçlarını tarıyor. Gözlerine inanamaz ve biraz daha yaklaşınca balık kız da çobanı fark eder ve gölün serin sularına dalıp gözden kaybolur.
Çoban, balık kızın bulunduğu kayanın yanına gider ve balık kızın tarağını unuttuğunu görür. Tarağı alan çoban Ali, bir kenarda saklanır. Bir süre sonra balık kız, tekrar aynı kayaya çıkar ve bakar ki tarağı yerinde yok. Onu çobanın aldığını anlar ve seslenir tarağını geri ister. Ama çoban vermek istemez. Balık kız, ısrarla istese de işe yaramaz. Çoban bir türlü ikna olmaz. Bunun üzerine balık kız, göle tekrar girerek bir taş çıkarır ve çobana uzatır. "Bunu al." der. " Kilerine koy hiçbir zaman bereket eksik olmaz." Çoban, dediğini yapar ve taşı alır, tarağı balık kıza verir. Buruk bir sevinç içinde yaylaya dönen çoban, balık kızdan aldığı taşı kilerine koyar ve sonsuz berekete kavuşur. Olanları çevresine anlatır ve bu gölün adı "KIZ GÖLÜ" olarak kalır.
Bir diğer rivayete göre de Kız Gölü efsanesi şöyle anlatılmaktadır;
Avcılardan birisi birgün güneş batarken kız gölü mevkiine gelmiş. Göle doğru ilerlerken, gölün kenarında bir kızın saçını taramakta olduğu dikkatini çekmiş. Yavaşça yaklaşan avcıyı, saçları yüzüne dökülü olduğu için fark edemeyen kız, avcı kolundan tutacağı sırada göle atmışsa da tarağını gölün kenarında unutmuş. Bu sırada kızın kıymetli tarağı avcının eline geçmiş. Kızın yalvarmalarına rağmen tarağı vermeyen avcı, kızın bedduasına maruz kalmış, aynı zamanda da kıza aşık olduğundan sararıp solmaya başlamış. Günden güne hastalığı artan avcı, durumunu ve başından geçenleri bir kocakarıya anlatmış. O da avcıya, iyi olması için bu sevdadan vazgeçmesi ve kızın kıymetli tarağını göle atmasını tavsiye etmiş. Avcı, bu tavsiyeleri yerine getirdiği halde, gene de bu dertten kurtulamayarak ölüp gitmiş.
Başka bir rivayete göre de, Avcı gölün kenarına yaklaştığı sırada, bir kızın göl kenarında başını yıkadığını ve bir erkeğin de bunun başına su dökmek suretiyle hizmette bulunduğunu görmüş. Avcının geldiğini fark eden erkek göle girmek suretiyle saklanmışsa da avcı kızı yakalamış, götürürken kızın “Beni eşimden ayırma!” diye yalvarmaları üzerine, avcı kızın bu yalvarmaları karşısında merhamete gelerek kızı gölün kenarında bırakmış. Kız da göle dalarak gözden kaybolup gitmiş. Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder