Balıkesir ilinin Edremit ilçesinde yer alan Kaz Dağı Milli Parkı bir efsaneye ev sahipliği yapmaktadır:
Kazdağı Sarıkız Efsanesi.
I. Efsane:
Çok uzun yıllar önce bu dağda güzelliği dillere destan bir kız yaşarmış. Sarıkız derlermiş onun adına, uzun sarı saçlarından ötürü, tüm köy delikanlıları aşıkmış bu Sarıkız'a... Fakat onu çekemeyenler onun hakkında bir dedikodu uydurmuşlar. Sözde Sarıkız kötü yola düşmüş, başka başka insanlarla yatıp kalkıyor diyorlarmış. Sarıkız bu söylentilerin yalan olduğunu biliyor olmasına rağmen babasının bu söylentilerden etkilenmesini gururuna yediremiyormuş. Çareyi dağın zirvesine kaçmakta bulmuş. Bir zaman sonra Sarıkız'ın babası söylentilere dayanamayıp kızını öldürmek için dağa çıkmış. Bir de bakmış Sarıkız orada kazları besliyor ve davranışlarından hiç de kötü yola düşmediği anlaşılıyormuş. Bir baba için evladını öldürmek kolay değil tabii ki, "önce bir namaz kılayım" demiş. Sarıkız'dan abdest alması için su istemiş. Sarıkız ibriği dağın zirvesinden uzandığı gibi denizden doldurmuş ve babasına uzatmış. Babası nereden buldun demeden ağzına aldığı tuzlu su yüzünden oracıkta bayılmış.
II. Efsane:
Kaz Dağlarında çok güzel bir kız yaşarmış ve adına da Sarıkız derlermiş. Gel zaman git zaman Sarıkız'ın güzelliğini çekemeyenler onun hakkında kötü yola düştü diyerek dedikodu yaymaya başlamışlar. Onu lanetli ilan etmişler. Babası da Sarıkız'ı alarak Kaz dağının zirvesine bırakmış. Sarıkız dağda dolaşırken yanına bir kaz gelmiş ve ona birkaç yumurta vermiş. Sarıkız bunları saklamış ve bir süre sonra kaz yavruları yumurtalarından çıkıp büyümüşler. Günler günleri aylar ayları kovalamış bir gün kar ve tipiden yolunu şaşıran iki yabancı Sarıkız'ın yaşadığı zirveye sığınmak zorunda kalmış. Sarıkız bu yabancıları kurtarmış, beslemiş ve sağlıklarına kavuşturmuş. Bu yabancılar dağdan indikten sonra köy halkına "Kaz dağlarında çok güzel, ermiş bir kız yaşıyor" demişler. Bu sözler Sarıkız'ın köyüne, anne ve babasına ulaşmış. Anne ve baba çocuklarına duydukları özleme daha fazla dayanamayarak Sarıkız'ın yanına gitmişler. Sarıkız zirvede onları bekliyormuş sevgi ve hasretle kucaklaşmışlar. Bir ara baba kızından su istemiş. Sarıkız hemen şimdi diyerek avuçları ile babasına şu içirmiş, Babası suyu nereden aldın deyince de "elimi uzattım, denizden aldım" demiş. Anne ve baba böylece kızlarının gerçekten ermiş olduklarını anlamışlar ve geri dönmüşler.
III. Efsane:
Sarıkız'ın babası yaşlanınca Hac'a gitmek ister ve kızını Güre köyünde bir imam ailesine emanet eder. Uzun süren Hac zamanında köy delikanlıları kıza evlenme teklifinde bulunurlar. Kız bu teklifleri kabul etmeyince bunu gurur meselesi sayarak yorumlar üretmeye başlarlar. Yorumlar kısa zamanda dedikoduya ve iftiraya dönüşür. Baba Hac'dan dönünce dışlanır ve kötü yola düştüğünü sandığı kızını öldürmeye karar verir. Evden çıkınca kıza bozuk yumurta atanlar olur. Bu nedenle çocuklar ona "Sarıkız" adını verirler. Sarıkız kendisine hakaret edenlere bunun yanlış olduğunu kabul ettiremeyince onlara beddua eder. Baba ile Sarıkız şimdiki Sarıkız tepesine çıktıklarında Baba abdest almak için kızından acele su ister. Ancak verilen suyun tuzlu olduğunu gören baba şüphelenir ve niçin tuzlu su verdiğini sorar. Kız da "acele ettiğin için, denizden alıverdim" cevabını verir. Bu durum karşısında kızının ermiş olduğunu anlayan baba pişman olur. Kızına "kızım ben sana inanmamakla büyük hata ettim, senden özür dilesem beni affedersin ama senin yüzüne bakacak halim kalmadı, en iyisi sen burada beni bekleyedur ben şöyle bir gezip geleyim" diyerek kızı yalnızlığa terk eder. Baba görünmez olunca dağın üzerine korkunç derecede siyah bir bulut çöker. Günler sonra Baba'nın ölmüş bedenini dağın zirvesinde bulurlar.
0 yorum:
Yorum Gönder